UZUN SÜRELİ İŞSİZLİĞİN YARATTIĞI TEHDİT

Seyfettin Gürsel ve Mehmet Cem Şahin

Korana salgını patlak vermeden önce Türkiye’de işsizlik 2018 yılından itibaren artışa geçmiş ve 2019 ortalarında doruk noktasına erişmişti. Her ne kadar geçen yılın sonbaharından itibaren işsizlikte tedrici bir azalma süreci gözlemlense de tüm sektörlere yayılan güçlü bir istihdam artışı yaşanmadığından önceki krizlerde olduğu gibi işsiz sayısında hızlı bir azalma gündemde değildi. Bu olgunun doğal sonucu olarak işsizlik sürelerinin de uzaması kaçınılmazdı. Bu araştırma notunda işsizlik sürelerindeki gelişmeler, cinsiyet, eğitim düzeyi, sektör ve ilk kez iş arayanlar gibi farklı boyutlarıyla incelenmektedir.

Tahmin edileceği üzere son iki yılda işsizlik sürelerinde belirgin bir artış yaşanmıştır. Buna paralel olarak bir yıl ve daha uzun süredir iş arayıp bulamayan işsizlerin sayısı neredeyse ikiye katlanarak bir milyonu aşmıştır. Uzun süreli işsizlerdeki artışın ağırlıklı olarak yükseköğrenim mezunları ile düşük eğitimli (lise altı) kesimde ortaya çıktığı görülmektedir. Kuşkusuz en çarpıcı bulgu, bu artışın oldukça şiddetli bir dozda kadın işsizler arasında gerçekleşmiş olmasıdır. Sonuçta uzun süreli işsizler grubunda zaten var olan cinsiyet eşitsizliği daha da derinleşmiştir. Sektörler itibariyle uzun süreli işsizlik artışından en çok etkilenen sektörün tahmin edilebileceği gibi inşaat olduğu, ardından hizmet sektörünün geldiği görülmektedir. Hizmet sektöründe en çok etkilenen kesimin kadın işsizler olduğu görülmektedir. Büyük ölçüde işgücü piyasasına yeni giren gençlerden oluşan “Daha önce hiç çalışmamış” grubunda uzun süreli işsiz sayısı artışı dramatik boyutlardadır. 2017’den 2019’a iki yıl içinde bu sayı toplamda 114 binden 150 bine yükselirken kadınlarda 77 binden 116 bine ulaşmış erkeklerde ise 38 binden 34 bine gerilemiştir. İşgücü piyasasına yeni giren kadınların iş bulmakta yaşadıkları güçlük barizdir.

Mart ayının ortalarından itibaren Türkiye’yi etkisi altına alan Korana salgınının bu tabloyu daha da ağırlaştıracağı aşikârdır. Ekonomi yönetimi düne kadar işsizleri yaşamlarını asgari düzeyde idame etmelerine yönelik önlemleri ihmal etmişti. Salgının yarattığı olağanüstü koşullarda olağanüstü koruma önlemlerine başvurulması acil hale gelmiştir. İşsizlik tazminat sisteminde gerek hak kazanma koşullarının gerek tazminat sürelerinin köklü bir şekilde gevşetilmesi gerekmektedir. Buna ek olarak işsizlik tazminatından yine de yararlanamayacak olan işsizlerin ailelerine doğrudan gelir desteği düşünülmelidir.

doc. ArastirmaNotu248

pdf. ArastirmaNotu248