Yüksel Alper Ecevit, Özgür Ünal, Selcen Öner, Merve Özdemirkıran
2014 Avrupa Parlamentosu(AP) seçimleri, 22-25 Mayıs tarihlerinde tüm Avrupa Birliği üye ülkelerinde gerçekleşti. AP seçim sonuçlarına genel olarak bakıldığında bir çok ülkede aşırı sağ partilerin yüksek oy oranlarına ulaştığını görüyoruz. Oy oranlarındaki yükselişe örnek vermek gerekirse, Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Cephe (Front National) Partisi 2009’da %6.3 oy alırken, 2014 AP seçimlerinde %24.95 oranında oy aldı ve 1. parti oldu. Keza Avrupa şüpheciliğinin en güçlü olduğu İngiltere’de de Bağımsız Parti (UK Independence Party) 2009’da aldığı %16.09 oy oranını, 2014 AP seçimlerinde %26. 77’e taşıyarak ülke genelinde birinci sıraya yükseldi. Almanya’da ise ilk defa AP seçimlerine katılan aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) yüzde 7 oy oranıyla 7 sandalye kazandı. Bu eğilim sadece Avrupa’nın göç alan merkez ülkelerinde değil, çevre ülkelerde de görünmektedir. Yunanistan’da ekonomik kriz sonrası öne çıkan aşırı sağcı Altın Şafak (Golden Dawn) partisi AP seçimlerinde %9.38, Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) ise %19.7 oy oranına ulaşmıştır. Macaristan’da ise aşırı sağ Jobbik Partisi 2009’da elde ettiği %14.77 oy oranını korumuş ve 2014 seçimlerinde de seçmenin %14.68 düzeyinde desteğini elde etmiştir. Danimarka’da ise 2009’da sadece %14.8 oy olan Danimarka Halk Partisi (DPP) 2014’te oylarını 26.6’ya yükselterek bir büyük sürprize imza attı.
Avrupa Birliği’ne ciddi şüphe ile yaklaşan sağ partilerin yükseliş eğilimi sadece büyük Avrupa ülkelerine özgü olmamakla birlikte, Avrupa entegrasyonunun taşıyıcısı olan Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık gibi başat ülkelerde elde ettiği oy oranları birliğin geleceği açısından kaygı uyandırmaktadır. Bu araştırma notunda, Avrupa’daki aşırı sağ partilerin temel özellikleri ele alınacak ve 2014 AP seçimlerinde elde ettikleri başarı Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık örnekleri üzerinden değerlendirilecektir.
doc. ArastirmaNotu167
pdf. ArastirmaNotu167